Tape No:9130, 28.12.2008 günü Füsun ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; FÜSUN'un "...
Tape No:9130, 28.12.2008 günü Füsun ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; FÜSUN'un "...şimdi SİTARE beni geri aradı yarın 12 de bir Anıtkabirleri var" , "Ondan sonrada yola çıkacak yarın akşam sizi evinizden arayacak sabah kaçta Gezi de olacağınızı kararlaştırdiniz" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tamam ne oldu yönetime mi girmiş" dediği, FÜSUN'un "Yönetim disiplin kuruluna istemiş onu içerdeki bey ona seçilmiş konuşma yapmış gayet iyi bilmiyorum niye disiplin kurulu" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Memnun tamam o zaman" , "Demek disiplin kuruluna geçmişler" dediği, FÜSUN'un "Hıhı Öyle istemiş çünkü o beyefendi" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Ondan sonra coşkular bundan şunu çıkartıyoruz ki bir müddet sonra televizyonu da çalıştıracaklar ondan sonra daha öyle mi çıkıyor bunlar " dediği, FÜSUN'un "Evet evet" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Öyle çıkıyor" dediği, FÜSUN'un "Onu yapmalılar eğer parti kuruyorlarsa" dediği, Y. If you beloved this article and you also would like to obtain more info concerning
Escort diyarbakıR nicely visit our own web page. KÜÇÜK'ün "Başka türlü olmaz yani bir televizyonla anladım kadarıyla Yaşar OKUYAN'la birisi daha genel başkan yardımcısı olmuş" dediği, FÜSUN'un "Bilmiyorum hocam hiç takip etmedim " dediği,
" Reosta Operasyonu, bilimsel literatürlerde "Sabetaycılık" adıyla anılan gizli/etnik/dini/ideolojik cemaat iskeletinin röntgeni gözler önüne serilmektedir. Bu çalışma alışılagelmiş araştırma/analiz veya biyografik istihbarat raporu özelliklerinin dar çerçevesi içinde kalmayıp, günün gelişen koşullarına paralel olarak, "gizli/etnik/dini/ideolojik cemaaf'in kontrol altına alınması, Cumhuriyet Devrimleri ve Ulusal Çıkarlar doğrultusunda yarar sağlanabilmesinin mümkün kılınmasını amaçlayan, operasyonel projelendirme çalışmasıdır. Kemalist Cumhuriyet Devrimi'nin fundamentalizm, etnik ayrılıkçılık, Alevi-Sünni gelişmeleri, Türkiye-Yunanistan ve Türkiye-İsrail ilişkileri ve globalleşme/yenidünya düzeni oluşumları çerçevesinde; "Reosta Operasyonu" ile gizli/etnik/ideolojik Sabetay Cemaati'nden yararlanılması pratikte olumlu açılımlar sağlayacağı görüşüne varılmıştır. Görüşümüzün nedenlerine daha sonraki bölümlerde yer verilmektedir. Reosta Operasyonu Projesinin hazırlanmasında açık/gizli kaynaklardan yararlanıldığı gibi, Sabetay cemaati üyeleri ile de temasa geçilmiş ve doğrudan kendilerinden de bilgi alınmıştır. Türkiyeli etnik unsurlar içinde, gizliliklerini 300 yıldır korumayı başaran yalnızca Sabetaycılar olmuştur. Her gün aramızda bizlerden hiçbir değişik özellikleri yokmuşçasına yaşayan, dini inançları, dilleri ve gelenekleri bakımından görünürde hiçbir farklılık göstermeyen bir grup insanın gerçekte gizli/etnik/dinsel/ideolojik bir cemaatin üyeleri oldukları, yalnızca içsel mekânlarında kendilerine özgü mistik bir yapı üç asırdır büyük bir titizlikle korunmuş ve yaşatılmıştır. Tüm bunların yamsıra, Cumhuriyet Devrimi içinde yer alışları ve Türkiye'nin özellikle ticaret ve kültürel alanlarında en önemli noktalarda bulunuşları ile toplumsal, ideolojik, siyasal, ekonomik, kültürel ve iletişim yapılanmalarındaki önemli etkinlikleri ile üstlendikleri rollerin çok ciddi etkilere yol açtığı gözlenmiştir." Şeklinde başlayan 30 sayfalık örgütsel içerikli dokümanın sonuç kısmında,.... " REOSTA OPERASYONU, Yukarıda özet olarak ele alınan gelişmeler göstermektedir ki; gizli/etnik/dini/ideolojik bir cemaat olan Sabetaycılık, gerektiği biçimde dikkate alınarak değerlendirilmemiş ve cemaat kendi çıkarları doğrultusunda gelişme göstererek güçlenmiş; toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda yaşamı etkisi altına alabilmiştir. Özellikle eğitim yapılanması ile başlayan, gizli/etnik/dinsel/ideolojik cemaat etkileri daha sonra ticaret, kültür, siyasi plâtformlarda son derece güçlü platformlar yaratarak kendisini geliştirmiş ve güç kazanmıştır. Günümüz Türkiye'sinde giderek gelişen fundamentalizm, PKK terör eylem/toplu katliam örnekleri ve en son olarak vahşi Hizbullah eylemlerinin açığa çıkarak toplumda yarattığı dehşet duyguları karşısında harekete geçen Sabetaylar, Türkiye'yi terk ederek kendi inanç felsefelerine uygun İsrail'e göç ederek, İsrail vatandaşı olabilmeyi arzulamaktadırlar. Özellikle Karakaş Grubu olarak tanımlanan Sabetaycılar, bu doğrultuda girişimlere yönelmişlerdir. Gelişmelerin hertürden provokasyona açık olduğu gözlenmektedir. Doğabilecek uluslararası boyuta açık sorunlar göz önüne alınarak, Sabetaycılar ile ilişkiler kurulup geliştirilmeli ve bir sivil toplum örgütü kurularak tümünün bu sivil toplum örgütünün çatısı altında birleşmeleri sağlanmalıdır. Oluşturulacak olan bu zemin Sabetaycıların kontrol altına alınmaları, çok daha yakından çözümlenerek analiz edilmelerine olanağı elde edileceği gibi, kontrol altında tutulduklarından ulusal çıkarlar doğrultusunda yönlendirilmeleri de gerçekleşmiş olacaktır. * 1 \